Myomlar kadınların nerdeyse yarında
görülen rahimin iyi huylu tümörleridir. Sık olarak görülse de, sadece hastada
şikayete neden olduğunda tedavi gerektirir. Genel olarak, şiddetli vajinal
kanama, adetlerin uzun sürmesi, basıya bağlı ağrı sık idrara çıkma kabızlık
gibi şikayetler görülmektedir. Nadir de olsa rahim kaynaklı kötü huylu tümörler
yani sarkomlar da görülebilmektedir. Myomların tedavisinde genellikle ilaç
tedavisi çok büyük yer tutmamaktadır. Fakat ilk aşamada ağrı kesiciler doğum
kontrol hapları ve buna benzer ilaçlar kullanılabilir. Medikal tedaviye rağmen
hastanın şikayetleri gerilemezse cerrahi gündeme gelebilir. Uygun hasta
gruplarında kapalı yani laparaskopik olarak myomların çıkarılması mümkündür. Myomlar
büyük boyutlara ulaşmış olsa bile ve birden fazla olsa da cerrahın deneyimine
bağlı olarak ameliyat laparaskopik yani kapalı olarak yapılabilir. Burada dikkat
edilmesi gereken en önemli nokta kapalı ameliyat yapıldığı takdirde myom çıkarıldıktan
sonra karın dışına alınmasıdır. Daha önceki yıllarda morselatör denen
cihazlarla myomlar karın içerisinde parçalanarak dışarı alınmaktaydı. Fakat son
zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalarda karın içerisinde morselatör denen
cihazlarla parçalanarak dışarı alınan myomlarda patolojinin kanser çıkması
durumunda hastanın prognozu oldukça kötüleşmektedir. Bu nedenle günümüzde kapalı
yapılan myom ameliyatlarında myom çıkarıldıktan sonra özel torbalara konularak
batın içerisine saçılmadan myomlar dışarı alınmaktadır. İkinci bir konu ise myomektomi
sırasında fazla kan kaybının engellenmesidir. Ameliyat sırasında rahime giden
kan damarlarının geçici olarak kliplenmesi, özel solüsyonlar kullanılarak
kanamanın azaltılması gibi kanama azaltıcı yöntemlerle miyom ameliyatı çok daha
kansız hale gelebilmektedir. Kapalı ameliyatın hasta için en büyük avantajı
hızlı hastaneden taburculuk, kan kaybının daha az olması, ağrının daha az
olması ve karın içi yapışıklıkların çok daha az olmasıdır. Tecrübeli cerrahlar
10-12 cm büyüklüğündeki myomlar ya da sayıda myomların varlığında bile kapalı laparoskopik
ameliyatı tercih etmektedirler. Bu nedenle uygun hasta gruplarında kapalı
cerrahi açık cerrahiye kıyasla öne çıkmaktadır. Diğer bir sık sorulan soru da myomektomi
esnasında ortaya çıkabilecek kanama gibi durumlara sekonder acil olarak rahim
alınması olasılığıdır. Yukarıda bahsedilen noktalara cerrahi sırasında dikkat
edildiğinde myomektomi sırasında rahim alma olasılığı oldukça nadirdir. Bu
konuda cerrahın deneyimi çok önemlidir. Birden çok farklı yerleşimli myomu olan
hastalar için ameliyat öncesi görüntüleme oldukça önemlidir. Ameliyat öncesinde
yapılacak iyi bir ultrason ile çok büyük bir oranda tüm myomların yerleşimi saptanabilmektedir.
Bekar hastalarda ise myomların tam olarak yerini saptamak açısından pelvik MR da
güvenli bir görüntüleme yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle bu tür
hastalarda ameliyat öncesi değerlendirme oldukça önemlidir. Yukarıda da
bahsedildiği gibi laparoskopik kapalı ameliyatlar hastaların hayat kalitesini arttırmakta,
daha az kan kaybına yol açmakta ve ameliyat sonrası normal hayata dönüşünü
hızlandırmaktadır. Tüm hastalarıma saygı günler ve esinlikler diliyorum.